0

Bloglararası mimlemeler arada keyifli yazılar çıkmasına neden oluyor. Bugün de sevgili Kozmokitap'ın beni de mimlediği sorularla karşınızdayım. Kozmokitap'a bu keyifli anket için teşekkür ediyorum.

Benim kitabım


1- Bir kitap yazmaya karar verdiniz. Türü ne olurdu?

Bir kitap yazma hayalim var zaten, henüz karar aşamasında değil gerçi ama türü belli; roman olacak. Zira uzun soluklu paylaşımların, uzun soluklu okumaların, yani romanların insanıyım ben. Hiç sevmedim hayatım boyunca öykü okumayı, tam kahramanlarla tanışıp hemhal olmuşken öykünün sonu geliverir ve ben yapayalnız hissederim kendimi o anda. Belki de bu nedenle roman alırken, sayfa sayısı çok olanını seçiyorum bilinçsizce, ince kitabım o kadar az ki... Dolayısıyla kalın, kocaman bir roman yazacağım günün birinde. 5 sezon süren dizi film gibi kabak tadı vermeyecek ama, okuyucular kitap bitmedikçe mutlu olacaklar. Nasıl hayal ama ☺

Roman dediğin kalın olmalı...

2-Bu kitabı bir serinin başlangıcı mı yoksa bağımsız bir roman şeklinde mi yazardınız?

Bilmem, bilemem. Belki roman kendini sürükler, belki kahramanlarımdan ayrılmak istemem, devam kitapları yazarım belli mi olur. Harry Potter gibi meşhur bir kahramanım olursa eğer ve bütün dünyada çok sevilirse, okuyucular milyonlarca e-posta ile “lütfen lütfen lütfen devamını da yaz” diye baskı yaparlarsa, vicdanım nasıl rahat eder yazmazsam değil mi ama!

3) Kitabınızın baş karakterinin ya da karakterlerinin isimlerini ne/neler koyardınız?

Kitabımın konusu yok ki ortada isimler nasıl olabilir nereden bileyim şimdi? Belki isimsiz olur kahramanlarım, Jose Saramago'nun Körlük-Görmek kitaplarında olduğu gibi. “Siyah gözlüklü kız, sarışın ufaklık, evin annesi” gibi evrensel tanımlamalarım olur belki kahramanlarımla ilgili. Belki de bilinmeyen bir dildedir isimleri, şimdi yazarsam ne hükmü kalır.! Yok yok yanıtlayamam bu soruyu... Biraz daha yazarsam sanki roman çıkacak şuracıkta ortaya, çalınır malınır fikirlerim aman diyeyim!

Kitap sevgidir...


4) Her yazarın etkinlendiği başka yazar ya da yazarlar mutlaka vardır. Peki sizinkiler hangileri?

Bende yazar çok, Marquez mü desem, Jose Saramago mu desem, Vedat Türkali mi desem, Oğuz Atay mı? Yoksa Zülfü Livaneli mi desem, arada Orhan Kemal'i de unutmasam... Bütün bu isimleri sıralarken Rus klasiklerinin muhteşem yazarlarına haksızlık etmiş olurum. Dostoyevski küser, Balzac ve Jack London'ın morali bozulur...

5) Kitabınızın nerede geçiyor olmasınız isterdiniz? (Hangi ülke, şehir, köy vs). Ya da kitabınız kurgusal bir dünyayı anlatıyorsa orası nasıl bir yer olurdu?
Ama bu soruları yazan arkadaş kimse, sanki benden kopya çekecekmiş gibi geldi, böyle de sorulmaz ki şimdi! Kahramanların adını öğrendi, nerede yaşadıklarını öğrendi, yok yok edebi casusluk var bu olayda, asla kopya vermeyeceğim, boşuna beklemeyiniz :)


Sabahtan akşama kadar okumak...


6) Kitabınızı ilk olarak kime imzalayıp verirdiniz?


Bilmem ki, kim en çok isterse ona veririm herhalde. En iyisi o gün geldiğinde dönüp buraya kime verdiğimi yazayım.☺

7) Gelelim en önemli soruya, kitabınızın ismi ne olurdu?

Ne bileyim, ortada bir tek sözcük bile yokken kitabımın ismini istiyorlar benden. Sonra da mim sorularına laf atan gıcık kişi ben oluyorum. Mim sorularını hazırlayan arkadaşın edebi casusluğu konusundaki şüphelerim giderek artıyor ☺

8) Sizce kitabınızı en güzel şekilde anlatan 3 kelime ne olurdu?

Bir kitap okudum, aklım başımdan gitti.” diyebilirler, “beni bana anlatmış” diyebilirler, Aslında “ne güzel bir kitap!” deseler hiç fena olmaz. Hele ben kitabı yazayım da sonrası gelir elbette.

......................

Bir mimin daha sonuna böylece gelmiş olduk. Ben eğlendim soruları yanıtlarken, umarım siz de keyifle okumuşsunuzdur. Dileyen herkes bu mim sorularını blogunda yanıtlayabilir, ben kimseyi işaretlemiyorum ve sizleri özgür bırakıyorum bu konuda.

Okumalı yazmalı bir gün diliyorum, sevgilerimle ♥




Yorum Gönder

 
Top